Yılmaz Güney Hakkında...

Yılmaz Güney Hakkında...

Geçtiğimiz günlerde, Nur Sürer bir ödül töreninde yaptığı konuşmada, adlığı ödülü ünlü yönetmen ve oyuncu Yılmaz Güney'e ithaf ederek, "Bu ödülü, çoğunlukla değersizleştirilmek istenilen, bundan 40 yıl önce yaşamını Paris'te yitiren, biz sinemacıların en kıymetlisi ustamız Yılmaz Güney için alıyorum" demiş ve hemen ardından iki güzel insan, Nur Sürer ve Yılmaz Güney'e sayıp sövmeler de başlamış

Sosyal medyada yayılan ve özellikle de Yılmaz Güney'i hedef alan açıklamaları, denk geldikçe, hayret ve üzüntü içinde okuyorum. Rahmetlinin ne maçoluğu kalmış, ne lümpenliği, ne de beceriksizliği kalmış. Yazılıp çizilenlere göre Yılmaz Güney, sinemada başarı gösterememiş, sevdiği kadınlara eziyet etmiş, el alemin karısına kızına yürümüş, adam öldürmüş, şımarıklık etmiş, yemiş, içmiş, yatmış, çadırını sol ve Kürt yaylalarına açıp, gününü gün etmiş bir herif ve bizler onu hiç hak etmediği bir yere, yani başımıza taç etmişiz. Bizler de onun gibi ipe sapa gelmez eziklermişiz falan.
Yazıların içeriği bu minvalde akıp gidiyor.

Bu, insanın kanını donduran yaklaşım elbette sadece Yılmaz Güney'e yapılmadı.

''Ahmet Kaya kendini düzene teslim etti. Viski, Mercedes, şan, şöhret onu bozdu.''

''Nâzım Hikmet milliyetçiydi. Yazdığı şiirlerde türk milletine övgüler yağdırmıştır. çapkındır. Aynı zamanda birkaç kadınla birlikte olmuştu.''

''Enver Gökçe işkencede yoldaşlarının adlarını vermiştir,çözülmüştür.''

''Aziz Nesin halkı hor görmüştür. Onlara 'aptal' demiştir.''

''Levent Kırca alkoliğin tekiydi.''

''Ahmet Arif şair değildi. Ömrü hayatı boyunca sadece bir kitap yazmış adamdan şair mi olurmuş.''

''Cem Karaca el etek öptü de ülkeye döndü. Dik duramadı , hata etti.''

''Yaşar Kemal teröristlere destek verdi. Mustafa Kemal’i ve onun kurduğu bu devleti hiç sevmedi.''

''Kemal Sunal filmleriyle insanları aptallaştırdı. Apolitik biriydi, suya sabuna dokunmazdı.''

''Can Yücel ağzı bozuk bir küfürbazdı. Gece gündüz içer ve millete söverdi.''

"Tarık Akan birçok içi boş filmlerde yer aldı. Sonra komünistlere, sosyalistlere yaklaştı. En sonunda ulasalcı oldu çıktı."

“Ferhan Şensoy meyhaneden çıkmazdı, müslümanları sevmezdi. Bir de Aydınlık Gazetesi’ne destek vermişti.”

Daha kimler kimler...

Artık durum öyle bir hale geldi ki, ölmeye korkar olduk. "Ulan" diyoruz "Şimdi şuracıkta ölüversek, yeminle bunlar bize de sayar söverler."

Neden biliyor musunuz? Çünkü bizler ne yaşayanlara sahip çıkmayı beceremedik ki, ölülerimize de sahip çıkalım. Sanki biz çıkıp Yılmaz Güney'in sırtına iki kanat takıp, onu "melek" ilan ettik ve sanki Güney'e saldıran mübarekler sütten çıkma ak kaşık!

Her insan bu dünyadan iyilik ve kötülükleriyle, güzellik ve çirkinlikleriyle, sevap ve günahlarıyla, sevgi ve öfkeleriyle çekip gider. Kimilerinin azdır, kimilerinin çok. Kimileri gözümüze sokar, kimileri yapacağını gizliden gizliye yapar ama her iyinin içinde bir puşt, her puştun içinde bir iyi yatar. Her insan cennetliktir ve her insanın bir yanında cehennem ateşi yanar.

Her insan düşer.
Her insan şaşar.

Her insanın yolu hatalardan, yanlışlardan, yanılgılardan geçer.
Her insan dürüsttür, üçkağıtçı olduğu kadar. Göz önünde olanın çalısı çırpısı ortaya yayılır. Kenarlarda duranların dalı, yaprağı, kökü bilinmez. Herkes kirli olduğu kadar temizdir ve her temizin ellerinde az ya da çok kir vardır.

Yukarıda isimlerini saydıklarım ve niceleri...
Onlar da sizin gibi insanlardı.
Onlar da sizin gibi hatalarından ders çıkardılar.
Onların da şeytana uydukları oldu.
Onların da kalbi Tanrı'nın yansımasıydı kimi zaman.
Evet evet, sizin gibi.

Sizi gibi lanet okundular.
Sizin gibi dua edildiler.
Sizin gibi yandılar.
Sizi gibi yaktılar.
Sizin gibi kurudular
sizin gibi aktılar.

Biz Yılmaz Güney'in direnişini sevdik. Öğrenmesini, değişmesini, doğruyu bulmasını, üretmesini, umut olmasını, kendi olmasını, sıradan olmasını sevdik. Biz Yılmaz Güney'in ödediği bedelleri sevdik. Gücün karşısında diz çökmemesini sevdik. Ezilen halkların yanında olmasını, emek vermesini, emek verenlere değer vermesini, küllerinden doğmasını, sosyalizme omuz vermesini sevdik.
Biz Yılmaz Güney'İn insan olmasını sevdik.

Sevdik sevmesine de, ne yukarıya kaldırıp tanrılaştırdık, ne de aşağıya itip üzerinde tepindik. Bizler, birbirimizi eleştirerek, birbirimizin yanlışlarını dile getirerek ve birbirimizi düzelterek yaşanılabilir bir dünya kurmanın mümkün olacağına inanan insanlarız.

Hepimiz bir parça Yılmaz Güney'iz.
Ve Yılmaz Güney bir parça hepimiz.

Diğerleri de öyle...

Gidenlerin ardından sayıp severek kendinizi yüceltmeye çalışmaktan vazgeçin. Biz bu dünyada kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz!

t a m e r d u r s u n
#tamerdursun
#yılmazgüney

#nursürer

#halkınsanatçılarıölümsüzdür